Türk genç mimarların tasarladığı Nexus projesi, kullanılmayan viyadük altlarını mikro konutlara dönüştürerek uluslararası yarışmada ödüle değer görüldü.
Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, uluslararası arenada önemli bir başarıya imza attı. Genç mimarlar, dünya genelinde katılımın olduğu mimarlık yarışması ‘Michrohome 2025’da projeleri ‘Nexus’ ile ödül kazandı.
Yaşar Üniversitesi 2024 yılı Mimarlık Bölümü mezunları Gökalp Kalfa ve Zehra Çelik ile 4. sınıf öğrencileri Denizhan Şallı ve Göktuğ Ünlü, yarışmada sundukları özgün tasarımlarıyla dikkat çekti. Genç mimarlar, Kingspan sponsorluğunda Buildner tarafından düzenlenen uluslararası Microhome 2025 yarışmasında, “Nexus” adlı projeleriyle eşdeğer mansiyon ödülüne layık görüldü. Yarışmanın profesyonel kategorisinde ödül alan tek Türk ekip olmayı başaran grup, projelerinde konut krizine mimari bir yanıt sunarken, toplumsal duyarlılık ve çevresel sürdürülebilirliği ön planda tuttu.
“Nexus” ile kentin boşluklarında yeni yaşam ağları
Latince “bağlamak, birleştirmek” anlamına gelen Nexus kelimesinden ilhamla adlandırılan proje, kent merkezlerinde kullanılmayan viyadük altlarını çelik halatlarla asılan modüler mikro evlerle dönüştürmeyi öneriyor. Proje, göçmenler, mülteciler ve düşük gelirli bireyler için merkezi konumda erişilebilir, güvenli ve kapsayıcı yaşam alanları sunmayı amaçlıyor.
Elektrik altyapısından bağımsız
En fazla 25 metrekare alana sahip mikro konut birimleri, şehirlerin enerji altyapısından bağımsız çalışabilecek şekilde tasarlandı. Projede, piezoelektrik modüller ve güneş panelleriyle enerji üretimi sağlanırken, su ihtiyacı yağmur suyu toplama ve gri su dönüşüm sistemleriyle karşılanıyor. Ek olarak, yeşil duvarlar ve atıkların gübreye dönüştüğü biyolojik sistemler sayesinde proje, çevresel sürdürülebilirlik açısından da örnek bir model sunuyor.
Göçmenler için düşük maliyetli yapılar
Ekip üyeleri Gökalp Kalfa ve Zehra Çelik ile 4. sınıf öğrencileri Denizhan Şallı ve Göktuğ Ünlü, projelerini şöyle anlattı: “Nexus projesinde, şehirlerde genellikle göz ardı edilen viyadük altlarını kullanarak, son yıllarda kent altyapısını zorlayan en büyük problemlerden biri olan göçmen barınmasına yönelik, modüler bir yaşam ağı oluşturmayı hedefledik. Tasarım sürecinde çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal bütünleşmeyi ön planda tuttuk. Modülleri, kullanıcı ihtiyaçlarına göre esnek şekilde yeniden yapılandırılabilecek, taşınabilir ve dönüştürülebilir bir sistem olarak tasarladık. Göçmenler için düşük maliyetli, konforlu ve sürdürülebilir kentsel yaşam alanları oluşturma fikri, bizi en çok motive eden unsur oldu.”
