Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, “Kırmızı et sektöründe sorunları en aza indirmenin yolu küçükbaş hayvancılıktan geçmektedir. Kırmızı et üretiminde yüzde 27 olan küçükbaşın payının artırılması ve tüketiminin özendirilmesi, kasaplık hayvan veya et ithalatı yerine yerli üreticilerin daha fazla desteklenerek hayvan sayısının ve dolayısıyla üretimin artırılması, kırmızı ette yaşadığımız fiyat artışlarının da önüne geçecektir” dedi.
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci, Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik’i ziyaret ederek, küçükbaş hayvancılık sektörüne ilişkin bilgi aldı. Çelik, “2024 yılının küçükbaş hayvancılıkta atılım yılı olmasını istiyoruz. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçen Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesindeki destekleme ve yatırımlarda küçükbaşa önem ve öncelik verilmesi yanında, küçükbaşın payının artırılması temel beklentimiz olacaktır” diye konuştu.
“Kırmızı et konusu yıllardır kanayan yaramız haline gelmiştir”
Kırmızı et sorununa çare olabilecek görüşlerini Kirişci’ye aktardığını belirten Çelik, “Kırmızı et konusu yıllardır kanayan yaramız haline gelmiştir. Dolayısıyla kırmızı et sektöründe sorunları en aza indirmenin yolu küçükbaş hayvancılıktan geçmektedir. Dolayısıyla kırmızı et üretiminde yüzde 27 olan küçükbaşın payının artırılması ve tüketiminin özendirilmesi, kasaplık hayvan veya et ithalatı yerine yerli üreticilerin daha fazla desteklenerek hayvan sayısının ve dolayısıyla üretimin artırılması, kırmızı ette yaşadığımız fiyat artışlarının da önüne geçecektir” dedi.
“Tüketicinin sofrasına et ve süt ürünlerinin ucuza gelmesi için pazarlamada birlikler aktif rol almalıdır”
Çelik, et ve süt ürünlerinin fiyatlarının belirlemesinde birliklerin aktif rol alması gerektiğine dikkat çekerek, “Tüketicinin sofrasına et ve süt ürünlerinin ucuza gelmesi için pazarlamada birlikler aktif rol almalıdır. Hayvanların bakımını yapan biz, yetiştiren biz, besleyen biz, sağan biz olduğumuza göre neden çiğ süt ve ette fiyatları sanayiciler belirlesin. Diğer taraftan lojistik hizmetler ve nakliye maliyetleri de düşürülmelidir. Aksi durumda bu yük tüketicinin omuzlarına binmektedir. Örneğin Konya’dan kuzuyu kamyonlara bindirip, götürüp Balıkesir’de kestirip, aynı kuzuyu Konya’ya getirip Balıkesir kuzusu diye satmak hem maliyetler açısından hem de yanlış algı yapılması açısından sektörümüze zarar vermektedir. Bu tür yanlış uygulamaların önüne geçilmelidir” açıklamasında bulundu.
“Çiftçi hibe projelerinin yeniden başlatılması gibi pek çok konuda Kirişci’den desteklerini talep ettik”
Çelik, ziyaret esnasında küçükbaş hayvancılıkla ilgili birçok konuyu gündeme getirdiğini belirterek, “Meralarımızın daha bilinçli otlatılması ve sahipsiz kalmaması için birlik başkanlarımızın İl Mera Komisyonlarında doğal üye olması, çiftçi ve yetiştiricilerimizin de 7 bin 200 günde emekli olmalarının sağlanması, içerisinde bulunduğumuz kış ayları nedeniyle yetiştiricilere bir defaya mahsus yem desteği verilmesi, hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde devlet destekli yem fabrikalarının kurularak maliyetlerin düşürülmesi, genç çiftçi hibe projelerinin yeniden başlatılması, birliklerin yasal mevzuatında yeniden düzenlemeler yapılması gibi pek çok konuda Kirişci’den desteklerini talep ettik. Bakanımızın taleplerimize kayıtsız kalmayacağı ve destek olacağı inancıyla tekrar Merkez Birliğimizi onurlandırmalarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
“Sektöre ilişkin her türlü çalışmaya destek olmak bizim asli görevimizdir”
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci de, “Küçükbaş hayvancılığın gelişmesinde önemli katkıları olan Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliğine yaptığım ziyarette genel başkanımızın taleplerini el birliği halinde en güzel şekilde değerlendirebileceğimizi ifade ettim. Sektöre ilişkin her türlü çalışmaya destek olmak bizim asli görevimizdir. Çobanların yaptığı iş önemli ve ulvi bir meslektir. Peygamber mesleğidir. Ancak bu önem bazı çevrelerce maalesef önemsenmedi. Tarım stratejik bir sektör. Ülkemiz için çok önem arz ediyor. Bizim bu sektörün önemini mensupları olarak düşünmemiz lazım. Öncelikle bizim kendimizin faydalı olmamız için çalışmamız lazım. Kendi meselelerimize sahip çıkmalıyız. Sözleşmeli Üretim ve Üretim Planlaması Kanunu sektörümüz için oldukça önemlidir. Dün olduğu gibi yarınlarda da sektörün en iyi yerlere gelmesi için ülkemizin bir küçükbaş hayvancılık coğrafyası olduğunu unutmadan birlikte el ele vererek çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.