TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, “G7 liderleri de G7 ülkeleri de istikrarsızlığın kaynağının kim olduğunu görmek istiyorlarsa bence yanlış yere bakıyorlar. İstikrarsızlığın kaynağı İsrail’dir” dedi.
Oktay makamında Gürcistan Meclis Başkanı Shalva Papuashvili ile görüştü. Oktay, bölgede yaşanan konuları görüşeceklerini belirterek, bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili daha çok bir araya gelmenin önemine vurgu yaptı.
Papuashvili ise Türkiye’nin Gürcistan için stratejik bir partner olduğunu belirterek, Türkiye’nin bölgedeki güvenliği ve istikrarı sağlamak için çalıştığını ifade etti.
Oktay, İran İsrail arasındaki çatışmaya ilişkin soruya, “Bu gerginliğin bölgeye faturası ağır olacak. Şu anda zaten biz Türkiye olarak nereden bakarsanız Suriye’den 5 milyonun üzerinde hatta zaman zaman 6 milyona kadar yaklaşan bir göçmen, mülteci sorunu yaşadık, bütün dünya yaşadı, Avrupa da yaşadı. Şimdi bütün bunları Suriye’deki çözülmeyle birlikte, Suriye’deki sorunların çözülmesiyle birlikte bunu rahatlatacağız derken yeni bir sorunun oluşması, yeniden bir mülteci akınının ihtimal dahiline girmesi Türkiye üzerinde çok yoğun bir baskıdır. Dolayısıyla Türkiye bunu ne kaldırabilecek konumdadır, ne de böyle bir şeye maruz kalması haklıdır. Hiçbir çerçevede Türkiye’nin buna tek taraflı olarak ele alması, bunun faturasını yüklenen ülke asla olmamalıdır” ifadelerini kullandı.
G7 ülkelerinin Kanada’da gerçekleştirdiği toplantıya değinen Oktay, “Batı’dan gelen seslere de baktığımızda çok ilginç, bölgedeki istikrarsızlığın ana kaynağının İran olduğu ve bu istikrarsızlığın giderilmesi için de İran’ın her türlü baskı altında tutulması gerektiğini söylüyorlar. Şimdi arkadaşlar biz bu hikayeyi çok dinledik. Hemen şöyle bir hatırlayayım. 30-40 yıl gerisine gittiğinizde ve 30-35 yıl gerisinde Irak’la ilgili aynı şeyleri duyduk. Kimyasal silahları duyduk, yok bilmem nükleer ne kadar birçok şey duyduk. Şöyle olacak, böyle olacak istikrarsızlığın kaynağı orası, şöyle olacak böyle olacak. Ama bir an önce buradaki istikrarsızlığın sonlandırılması lazım. Dolayısıyla Irak’a müdahale olunması lazım. Ne oldu Irak’a müdahale oldu? Batı geldi Irak’a müdahale oldu. Hemen yanı başımızdaki bu komşumuz onlarca yıl devam eden bir istikrarsızlığın içerisine girdi. Sadece Irak mı girdi? Türkiye de bu istikrarsızlığın içerisine girdi. O zaman da gene mülteci akını oldu ve Türkiye bu mültecilere kapısını açtı. Sonrasında Libya. Aman şöyle burada bir diktatör var, burada bilmem ne var. Burada asıl istikrarsızlığın kaynağı yok edilmesi lazım bölgede. Ne oldu” şeklinde konuştu.
Orta Doğu coğrafyasında istikrarsızlığın halen devam ettiğini kaydeden Oktay, “Aslında G7 liderleri de G7 ülkeleri de istikrarsızlığın kaynağının kim olduğunu görmek istiyorlarsa bence yanlış yere bakıyorlar. İstikrarsızlığın kaynağı İsrail’dir. Ve istikrarsızlığın kaynağı İsrail’e arka çıkan, destek veren ve her türlü lojistik desteği veren ülkelerin ta kendileridir. Dolayısıyla eğer ki biz bölgede barışı sağlamak istiyorsak, bölgede güvenliği sağlamak istiyorsak, bölgede istikrarı sağlamak istiyorsak bunun yolu bizim regional ownership diye ifade ettiğimiz bölgesel ülkelerin kendi sorunlarını kendilerinin çözebileceği kapasiteye ve kabiliyete ulaştırılmasıyla da mümkün olur. Türkiye olarak biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Yani birincisi bölgemizdeki bütün sorunlarla alakalı barışçıl yaklaşımlar ve diplomasiyi araç olarak kullanmayı, savaşı değil, kanı değil, diplomasiyi araç olarak kullanarak biz burada bir çözüme gidelim istiyoruz. Ama biz Türkiye olarak ne kadar buna gayret gösteriyorsak, ne yazık ki bölgeyle dışarıdan ilgilenen diğer güçler, bölgede istikrarsızlığın daha da artmasıyla alakalı her türlü gayretin içerisindeler. Biz hep şunu söylüyoruz, yeter artık. Yani bölge kana doymuştur. Bölge kandan ve çatışmadan ve savaşlardan bıkmıştır. Bölge insanı artık refah istiyor, huzur istiyor, kalkınmaya odaklanmak istiyor. Dostluğa ve barışa odaklanmak istiyor. Onun için bölgeden ellerini çekerlerse şayet, G7 ülkeleri başta olmak üzere, eğer bölgeden ellerini çekerlerse, Batılı ülkeler başta olmak üzere, bölge çok daha hızlı istikrara ulaşacaktır, çok daha hızlı barışa ve refaha ulaşacaktır, onun yollarını arayacaktır” dedi.