Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, artan toz taşınımı olaylarının iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu belirterek, “İklim değişikliğiyle birlikte sıcaklıklarda yaşanan artış, yeni hava akım eksenlerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu da rüzgârların yönünü ve şiddetini etkileyerek, toz fırtınalarının Türkiye’nin birçok kentini daha sık ve daha yoğun şekilde etkilemesine yol açtı” dedi.
Afrika kıtasından gelen toz taşınımı, Türkiye genelinde olduğu gibi Van’da da yaşamı olumsuz etkiliyor. Özellikle bahar aylarında etkisini artıran toz bulutları, evlerin balkonlarından araçlara kadar birçok yüzeyde çamurlu bir görüntü oluşturdu. Araç sahipleri oto yıkamacıların yolunu tutarken, uzmanlar son dönemde artan toz taşınımının iklim değişikliğiyle doğrudan ilişkili olduğuna dikkat çekti.
“Su tüketimini artırması yönüyle bir sorun oluşturabilir”
İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, atmosferdeki büyük basınç merkezlerinin etkisiyle oluşan rüzgârların toz taşınımına yol açtığını belirtti. Alaeddinoğlu, “Bunlar büyük ölçüde Sahra Çölü’nden, yani güneyimizde yer alan Afrika kıtasındaki devasa çöl alanlarından gelen tozlardır. Bu tozlar rüzgârların etkisiyle kuzeye, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz üzerinden ve Arap Yarımadası üzerinden geçerek ülkemize ulaşıyor ve yağışlarla birlikte yeryüzüne iniyor. Bu aslında olağan, oldukça normal bir durum. Ancak bu tozların bazı zararları da var. Özellikle evlerin ve araçların üzerinde kirletici unsurlar bırakması, lekeler ya da çamurlu bir görüntü oluşturması gibi etkiler söz konusu. Bu durum hem görsel açıdan hem de su tüketimini artırması yönüyle bir sorun teşkil edebilir” diye konuştu.
“Mineral açısından zengin, verimli topraklar”
Toz taşınımının zararlarının yanı sıra tarım üzerinde faydalarının da olduğunu vurgulayan Alaeddinoğlu, “Bu tozların tarımsal alanlara herhangi bir zararı olmadığı gibi, aksine faydası da vardır. Zira bu tozlar mineral açısından zengin, verimli topraklardır. Yere indiklerinde bulundukları bölgedeki tarımsal faaliyetlere katkı sağlayabilirler. Dolayısıyla çevresel ve görsel olarak bazı olumsuzluklara neden olsalar da toprağın ve bitkilerin mineral ihtiyacını karşılamaları açısından olumlu etkilerinden söz edebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Bugünkü kadar belirgin değildi”
Toz taşınımı olaylarının bahar aylarında, rüzgârların şiddetinin artmasıyla birlikte daha belirgin hâle geldiğini belirten Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aslında bu olayların sıklığı ve şiddetindeki artış, atmosferdeki basınç merkezlerinde meydana gelen değişikliklerle doğrudan bağlantılıdır. Bu değişimlerin de büyük ölçüde iklim değişikliği ile ilişkili olduğunu söylemek mümkün. Geçmişte de benzer olaylar yaşanıyordu; ancak zaman aralıkları ve şiddetleri bugünkü kadar belirgin değildi. İklim değişikliğiyle birlikte sıcaklıklarda yaşanan artış, yeni hava akım eksenlerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu da rüzgârların yönünü ve şiddetini etkileyerek, toz fırtınalarının Türkiye’nin birçok kentini daha sık ve daha yoğun şekilde etkilemesine yol açtı. Bu durum, özellikle evlerin, binaların ve araçların zarar görmesine neden oluyor.”