Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) uzmanı Asena Özkil, Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin vefat ettiği otel yangını faciasında arkadaşlarını kaybederek travma yaşayan öğrencilere, öğretmenleri tarafından psikolojik destek sağlanması gerektiğini ifade etti.
Geçtiğimiz hafta vatandaşlar uykudayken Bolu’daki Grand Kartal Oteli, alev topuna döndü. İçi ve dışı ahşap kaplı olan bina saatlerce yandı. Ortaya çıkan tablo ise Türkiye’nin yüreğini dağladı. Yangın faciasında otel, 78 kişiye mezar oldu.
İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, yangında en az 36 çocuk hayatını kaybetti. Onlardan geriye acılı arkadaşları, öğretmenleri ve gerçekleştiremediği hayalleri kaldı. Yangın sonrası 1 günlük yas ilan edilen Türkiye’de derin psikolojik yaralar oluştu.
Öğrenci ve velilerin travmayı atlatması uzun sürebilir
Yangında, meslektaşlarını kaybeden öğretmenler ile arkadaşlarını toprağa veren öğrenciler de psikolojik bunalıma girdi. Yangın faciasından kurtulmayı başaran öğrenciler ise çeşitli travmalar geçirdi. Uzmanlar, öğrencilerin ve velilerin yaşanan travmayı atlatmasının uzun sürebileceğini ve bunun ancak dayanışma ruhuyla aşılabileceğini vurguluyor.
Yangın sonrası travmalar günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir
Bu tür travmaların, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin günlük yaşamlarını ve eğitim süreçlerini olumsuz etkileyebileceklerini söyleyen uzmanlar, travmanın ilk etkilerinin genellikle korku, kabuslar, içe kapanma ve konsantrasyon güçlüğü olduğunu belirtiyor.
Öğrencilere güvende oldukları hissettirilmeli
İlk, ortaokul ve liselerde yarıyıl tatilinin sona ermesiyle ilk ders zili bu haftanın başında pazartesi günü çalacak. TED Ankara Koleji’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) uzmanı Asena Özkil İHA muhabirine, eğitimcilerin öğrencilerle daha yakın bir iletişim kurarak, onları duygusal olarak güvence altına almak için destekleyici bir ortam oluşturması gerektiği konusunda yapılması gerekenleri anlattı.
“Acıyı ifadeye alan açmak gibi bir ortam oluşturması önemli”
PDR uzmanı Özkil, “Ortaokul ve lise kademesindeki öğrenciler için hiçbir şey yokmuş gibi devam edilmemeli. Bu konu mutlaka sınıfta gündeme getirilmeli. Öğretmenin kendi duyguları ile alan açması, duyguları ve acıyı ifadeye alan açmak gibi bir ortam oluşturması önemli” ifadesini kullandı.
“Ağlayarak yaşayan öğrenciler olacaktır”
Yangında yakınlarını kaybeden öğrenciler ile bireysel olarak görüşmeler gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Özkil, “Her çocuk yası aynı yaşamaz. Bu konuda öğretmenin kapsayıcı olması, farklı yas türlerine ve tepkilere anlayışla karşılamasını öneririz. Bazı çocuklar muziplik yapıp gülebilir, gülmek isteyebilir. Bu konuda da anlayışla karşılamak lazım. Çok yoğun ve ağlayarak da yaşayan öğrenciler de olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“Vefat eden öğrencinin fotoğraflarının kullanılmasını önermiyoruz”
İlk, ortaokul ve liselerde yarıyıl tatili sonrası ilk ders zilinin Pazartesi günü çalacağını hatırlatan Özkil, öğretmenlerin öğrencilere ilk derste nasıl yaklaşması gerektiğine ilişkin ise, “İlk gün duyguların konuşulması, öğretmenin de duygularını ifade ederek anlatması ve buna alan açması çok önemli. O sınıfa özel okulda anma etkinlikleri yapılabilir. Bununla ilgili anma törenlerinde vefat eden öğrencinin fotoğraflarının kullanılmasını önermiyoruz. Çünkü bu başkaları için tetikleyici olabilir” şeklinde konuştu.
“Küçük yaş grupları duygularını çizim ve yazılarla ifade etmeli”
PDR uzmanı Asena Özkil, küçük yaş gruplarındaki öğrenci ve çocuklara olan yaklaşımına ilişkin ise şunları kaydetti:
“İlkokul ve anaokulu gibi daha küçük yaş gruplarında ise ölüm kavramı daha soyut bir kavram kaldığından ve o yaş grubunun tam anlayamadığından direkt olarak vurgu yapmak yerine, bireysel görüşmelerle birlikte kimin daha çok etkilendiğini, kimin daha farkında olduğunu konuşabiliriz. O yaş grubunun duygularını ifade anlamında konuşmak yerine resimler, çizimler ve yazılarla kendilerini ifade etmek konusunda destek olabiliriz.”
“Acıyı yaşarken çocuklarımıza rol model olduğumuzu unutmamamız gerekiyor”
Özkil, yangın faciasına tanıklık eden öğrencilerin bundan sonraki hayatlarında yaşanan trajediyi atlatmasının ancak desteklerle olabileceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Yaşanan facia sonrası hepimiz üzüntü, acı, çaresizlik, kaygı ve öfkeyi çok yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Çocukların aileleri de çok yoğun yaşıyor. Burada önemli olan onlara bir yetişkin olarak güvenli liman olmak. Çocuklarımızın duygularına eşlik etmek, acıya alan açmak, acıyı ifadeye alan açmak, dayanışma, iş birliği gibi çocuklarımıza destek olmak ve en önemlisi de iletişim. Aynı zamanda acıyı yaşarken, zor durumlar ile baş ederken çocuklarımıza rol model olduğumuzu unutmamamız gerekiyor.”
“Tepkiler azalmıyorsa profesyonel destek almak önemli”
Ebeveynlerin yaşanan faciada çocukları ile dayanışma tutumu sergilemesi gerektiğini söyleyen PDR uzmanı Özkil, “Biz nasıl baş edersek çocuklarımıza da örnek oluyoruz bu anlamda. Ayrıca bu süreçte rutinlere devam etmek, hem yetişkinler hem çocuklar için de önemli bir destekleyicidir. Ortaya çıkan tepkiler şu an çok normal. Bir yas sürecindeyiz. Bu tepkiler azalmıyorsa ve gün geçtikçe artıyorsa bu zamanda da profesyonel destek almak önemli” ifadelerini kullandı.
“Bilim insanı yetiştirme programına devam ediyordu”
Yangında 10. sınıf öğrencisi Eren Bağcı da hayatını kaybetti. Öğrencisini kaybetmekten dolayı üzgün olduğunu belirten Özkil, Bağcı’nın öğrencilik başarılarından bahsederek, “Eren okulumuzun 10. sınıf öğrencisiydi. Bilim insanı yetiştirme programına devam ediyordu. Arkadaşları ve öğrencileri tarafından çok sevilen bir öğrencimizdi. Kaybımız için çok üzgünüz. Eren’i hiçbir zaman unutmayacağız ve okulumuzda adını mutlaka yaşatacağız” diye konuştu.