Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, “Beş hizmet kolumuzu ilgilendiren koruyucu giyim kazanımımız birçok kurumda verilemiyor, engelleniyor ve hem kamu görevlileri hem de toplu sözleşmeye imza atan taraf bu anlamda mağdur ediliyor” dedi.
Memur-Sen, toplu sözleşme kazanımı olan ve 5 hizmet kolunda uygulanan ’koruyucu giyim yardımı’ kazanımının 8. dönem toplu sözleşmelerine kısa bir süre kalmasına rağmen birçok kuruluşta uygulanmadığını ve tasarruf tedbirleri kapsamına alındığını iddia etti. Konuyla ilgili basın açıklaması düzenleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme kazanımı olduğunu belirttiği ‘koruyucu giyim yardımı’nın en yakın sürede verilmeye başlanması gerektiğini vurguladı. Yalçın, koruyucu giyim kazanımlarının engellenmesi için sistematik bir sürecin oluşturulduğunu ve bunun toplu sözleşmenin özerkliğini askıya aldığını dile getirdi.
“Koruyucu giyim kazanımımız birçok kurumda verilemiyor”
Yalçın, bu durumun Türkiye’nin büyüklüğü ve demokratik yapısıyla uyuşmadığını söyleyerek, “Beş hizmet kolumuzu ilgilendiren koruyucu giyim kazanımımız birçok kurumda verilemiyor, engelleniyor ve hem kamu görevlileri hem de toplu sözleşmeye imza atan taraf bu anlamda mağdur ediliyor. Bugün yeni kazandığımız ya da ilk defa uyguladığımız bir madde üzerinden cümle kurmuyoruz. Bu yıllardır toplu sözleşmede devam eden bir madde. Toplu sözleşmenin özerkliği diye bir şey var. Toplu sözleşmede aldığımız karar direkt uygulamaya geçer. Ama burada farklı bir durum söz konusu. Kararın altında taraflarının imzası var, hakem kurulu taraflarının imzası var. Ama karara ilişkin birden tasarruf genelgesi içerisine konuluyor. Bu olmaz diye tepki gösteriyoruz” açıklamasında bulundu.
“Kamu işverenlerinden ve bürokratlardan beklentimiz engelleri yıkacak bir bakış açısına sahip olmaları”
Toplu sözleşmede pazarlık yapan ve alınan kararları uygulamayan tarafların aynı olduğu vurgusunu yapan Yalçın, “Kamu işverenlerinden ve bürokratlardan beklentimiz tıkanıklığı artırmak ve süreci kilitlemek yerine düğümü çözecek engelleri yıkacak bir bakış açısına sahip olmaları. Bazı mahkemelerin toplu sözleşmeyle ilgili sözleşmenin ruhuna ve mantığına uygun güzel kararları var. Yargı tarafı diyor ki toplu sözleşme taraflar arasında mutabık kalan tarafların iradesini yansıtan ve üçüncü tarafların doğrudan uygulaması gereken bir metindir diyor. Toplu sözleşmenin esas anlamını, çerçevesini çok net olarak çiziyor. Yaklaşık iki ay sonra 8. toplu sözleşme görüşmelerine başlayacağız ve şu an taleplerimizi belli bir kalıba döktüğümüz süreci yaşıyoruz. Masada aldığımız kararları, mutabık kaldığımız hususları ve bu çerçevede bütçede ayrılan kısmı, ortaya koyulan hükümleri uygulama aşamasında birisi çıkıp uygulamıyorum diyecekse toplu sözleşme yapmanın ne anlamı, ne mantığı var” ifadelerine yer verdi.
“Koruyucu giyim maddemiz geçmişten geldiği gibi uygulansın”
Durumun düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, “İstiyoruz ki Meclis kapanmadan torba kanunlarında bir düzenleme yapılarak, ortadaki bu karamsar tablo ortadan kaldırılmalıdır. 2024 ve 2025 yıllarına yönelik koruyucu giyim maddemiz geçmişten geldiği gibi uygulansın ve tamamı ödensin. Bundan sonraki süreçte de toplu sözleşme hükümlerine müdahale edecek, tarafların aldığı kararları gölgeleyecek ve kamu görevlilerini mağdur edecek yanlış uygulamalar son bulsun” dedi.
