Bireylerin sürekli tekrarlanan düşüncelerle (obsesyon) başa çıkamamaları ve bu düşünceleri engellemek veya hafifletmek için belirli davranışları tekrar etmelerinin (kompulsiyon) obsesif kompulsif bozukluk olarak tanımlandığını belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Günaydın, “Obsesif kompulsif bozukluk kişinin günlük yaşamını, işlevselliğini ve sosyal ilişkilerini etkileyerek hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir” dedi.
Günümüzde birçok kişi, zihinsel sağlık sorunları ile mücadele ediyor. Bu sorunlardan biri de uzmanların obsesif kompulsif bozukluk (OKB) olarak tanımladığı, kişinin tekrarlayan düşüncelerle başa çıkma konusunda zorlanmasıyla karakterize edilen ruhsal bir rahatsızlıktır. Medical Park Ordu Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Günaydın, obsesif kompulsif bozukluk hakkında bilgilendirmede bulundu.
OKB’nin belirtilerinin kişiden kişiye değişebildiğini söyleyen Uzman Dr. Günaydın, “Obsesyonlar zorlayıcı, tekrarlayan takıntılı düşünceler, görüntüler veya dürtülerdir. Obsesyonlar kişinin isteği dışındadır ve kontrol edilememektedir. Kompulsiyonlar; obsesyonları azaltmak veya önlemek amacıyla yapılan tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Bu davranışlar genellikle mantıksız veya aşırı olabilir. Örneğin; bulaş obsesyonu olan bir kişi mikrop bulaşır endişesini hafifletmek için sürekli olarak ellerini yıkayabilir, kontrol kompulsiyonu olan biri kapı kilidini açık unuttuğunu düşünerek tekrar tekrar kontrol edebilir, sayma kompulsiyonu olan biri yolda geçen arabaları saymadan rahat edemeyebilir” ifadelerine yer verdi.
“Tedavi edilmezse kronikleşebilir”
OKB’nin neden kaynaklandığının tam olarak bilinmese de çocukluk çağı travmaları, kişilik özellikleri ve serotonin düzensizliği gibi faktörlerin hastalığın gelişimini etkileyebileceğini ifade ederek, “OKB, her 100 kişiden 2 ila 3’ünde görülmektedir. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülmekte iken erkeklerde daha erken yaşta başlayabilmektedir. Genellikle ergenlik döneminde ve 20 ila 30’lu yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte herhangi bir yaşta da görülebilmektedir. OKB tedavi edilmediğinde veya tedavi yarıda bırakıldığında obsesyonlar ve kompulsiyonlar kişinin yaşantısında önemli bir yer edinip daha fazla zamanını alır. Böylece kişinin yaşam kalitesi azalmaya, hayatı da kısıtlanmaya başlar OKB kronikleşme ihtimali yüksek bir hastalıktır, bu nedenle tedavisi önem arz etmektedir” diye konuştu.
“Uzmana danışmak önemli”
Uzman Dr. Dilek Günaydın, hayatı kısıtlayabilen ve kronikleşme riski olan OKB için tedavi seçenekleri ile ilgili şunları paylaştı:
“OKB tedavisinde psikiyatrik ilaçlar ve psikoterapi yer almaktadır. Psikiyatrik ilaçlar ve psikoterapi tek başlarına ya da birlikte kullanılabilmektedir. İlaç tedavileri ile büyük oranda fayda görmekle birlikte, özellikle ’Bilişsel Davranışçı Terapi’ denen psikoterapi türü ile de hastalığın nüskleri önlenmektedir. Uygun tedavi ile belirtileri yönetmek ve kişinin yaşam kalitesini artırmak mümkündür. Eğer siz de OKB belirtileri yaşıyorsanız, bir psikiyatri uzmanına başvurarak yardım talep edebilirsiniz. Uzmanlar, uygun bir değerlendirme yaparak en etkili tedavi planını belirleyebilirler.”