Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü tarafından Giresun’da “Islık Dili Buluşması ve Çalıştayı” düzenlendi.
Türkiye’deki somut olmayan kültürel miras unsurlarının ulusal ve uluslararası düzeyde tespiti, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması kapsamında Giresun Valiliği Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen açılış programına yerli ve yabancı uzmanlar, akademisyenler, kültürel miras taşıyıcıları ve sivil toplum temsilcileri katıldı.
Program, ıslık dilinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yürütülen ulusal ve uluslararası çalışmaların değerlendirilmesine zemin hazırlarken, farklı coğrafyalardaki ıslık dili geleneklerinin deneyim paylaşımına da sahne oldu.
“Islık dili bölgenin kültürel hafızası”
Çalıştaya ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını belirten Giresun Valisi Mehmet Fatih Serdengeçti, ıslık dilinin bölgenin kültürel hafızasındaki yerine dikkat çekerek “Islık dili, yüzyıllardır bölgemizde yaşayan insanların doğayla ve birbirleriyle kurduğu eşsiz bir iletişim biçimidir. Dağlar, vadiler ve ormanlar arasında mesafeleri aşan bu sesler sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda kültürümüzün yaşayan bir parçasıdır. Bugün burada toplanmamızın amacı, bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak için ortak bir vizyon oluşturmaktır. Islık dilinin hem bilimsel hem de pratik boyutlarıyla ele alınması, sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
“Islık dili, UNESCO’nun acil koruma listesine kaydettirdiğimiz ilk unsurdur”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Serkan Emir Erkmen ise Türkiye’nin 2006 yılında taraf olduğu UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında ıslık dilinin önemine dikkat çekerek “Son 20 yıl içerisinde alınan koruma ve eylem planlarıyla ıslık dilinin geçmişe oranla daha iyi durumda. Islık dili, UNESCO’nun acil koruma listesine kaydettirdiğimiz ilk unsurdur. 2017 yılında bu başarıyı elde ettik ve bu bizim için gurur verici bir gelişmeydi. 1950’li yıllarda çok daha geniş bir bölgede konuşulan bu dil, zamanla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Ancak son 7 yılda yürütülen aktif koruma eylem planları sayesinde ıslık dili geçmişe göre çok daha iyi durumda. UNESCO süreci de bu anlamda önemli bir fırsat sundu” diye konuştu.
“Islık dili, topluluklarımızın kimliği ve değer sisteminin güçlü bir ifadesidir”
İspanya’nın Kanarya Adaları’ndan gelen Gomera Adası temsilcisi ve Silbo Gomero Kültür Derneği Başkanı Carmen Castilla Padilla ise toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Giresun’da bu anlamlı toplantıya katılmak büyük bir onur. Bu davet, Türkiye’nin somut olmayan kültürel mirasın korunmasına yönelik güçlü kararlılığını ortaya koymaktadır. La Gomera Adası’na özgü, UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası ilan edilen Silbo Gomero’yu tanıtmak ve korumak adına yıllardır çalışıyoruz. Islık dili, topluluklarımızın kimliği ve değer sisteminin güçlü bir ifadesidir. Bu vesileyle bilgi ve deneyim paylaşımı yapabilmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Uluslararası iş birliği, bu dilin korunması açısından hayati öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından “Islık Dili Çalıştayı”, Giresun Uygulama Oteli’nde devam etti. Katılımcılar burada, ıslık dilinin korunmasına yönelik mevcut durum analizi, iyi uygulama örnekleri ve ortak stratejiler üzerine değerlendirmelerde bulundu.
