Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Tıpkı bugün, burada da olduğu gibi; Herkes sessiz kalsa da biz her platformda Ahıska Türklerinin davasını savunmaktan geri durmayacağız” dedi.
Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı’nın öncülüğünde, Dünya Ahıska Türkleri Birliği ve Kültürlerarası Ağ Derneği iş birliğiyle ortaklaşa düzenlenen “II. Uluslararası Ahıska Türklerinin Hukuki ve Sosyal Sorunları Sempozyumu” İletişim Başkanlığında düzenlendi. Sempozyumda Ahıska Türklerinin sorunları ve çözümleri ele alındı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun da sempozyuma videolu mesaj yoluyla katıldı.
Sempozyuma videolu mesaj yoluyla katılan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun mesajında, “Bugün, burada Ahıska Türklerinin sorunlarının akademik bir zeminde; Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Rusya, Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen uzmanlarca incelenecek olması gerçekten çok anlamlıdır, değerlidir. Dahası bu önemli meselenin uluslararası ilişkiler bağlamında; hukukçular, göç araştırmacıları, sosyologlar, demografi uzmanları ve hatta istatistikçiler tarafından kapsamlı olarak ele alınacak olması gerçekten tarihi de bir adımdır. Her ne kadar şu an aranızda bulunamıyor olsam da bu vesile ile geride kalan 80 yıl zarfında defalarca tehcire maruz kalan soydaşlarımıza karşı tarihi sorumluluk bilinciyle bir araya gelen siz değerli katılımcılara sonsuz şükranlarımı, muhabbetlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Altun konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bildiğiniz üzere toplumlar ancak ve ancak birlik ve beraberlik içinde oldukları ölçüde güçlüdürler. Milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un ‘Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez’ mısralarını bugün bir kez daha hatırlamamızda büyük fayda var. Unutmayalım ki aramızda soy bağı olan bizler, atadan akraba ‘tek bir’ milletiz! Akif’in de dediği gibi yüreklerimiz bir vurdukça, top da gelse, tüfek de gelse sinmeyiz, sindirilmeyiz! İşte tam da bu bilinçle, bizler Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da defalarca ifade ettiği gibi Herkes sessiz kalsa da her platformda Ahıska Türklerinin davasını savunmaktan geri durmadık, durmuyoruz, durmayacağız.”
Ahıska Türklerinin ana yurdundan koparıldığına dikkati çeken Altun, “Malumunuz olduğu üzere, 100 bin Ahıska Türk’ü, bundan tam 80 yıl önce yine böyle soğuk bir Kasım günü 14 Kasım 1944’te, devrin en acımasız diktatörü tarafından tek bir gecede ana yurtlarından koparılıp ölüme sürgün edilmişti. 1944’te sürgüne mecbur edilen bu kardeşlerimiz, o günden bu yana anayurtlarından uzakta, dünyanın 9 farklı ülkesinde zorlu şartlar altında yaşamak zorunda kaldı. Ancak, kardeşlerimiz yine de, asırlara bedel acılarla geçen bu 80 yılda tüm işkencelere rağmen kimliklerini korudu, kültürlerini -geleneklerini- ananelerini yeni nesillere aktarmayı başardı. Bu bile başlı başına tarihi bir başarıdır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Ahıska’nın tarihinden kültürüne pek çok projesine destek verdiğine dikkati çeken Altun, “Şunun iyi bilinmesini isterim ki Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; tehcire, soykırıma, acıya ve yoksulluğa rağmen gerektiğinde göğsünü siper edip bu büyük başarıyı sağlayanlara da, bu başarının üzerine daha büyük başarıları ekleme çabası içinde olanlara da sonsuz destek vermek için üzerine düşeni yapmaya kararlıdır. Bu çerçevede Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve TİKA’nın Ahıska’nın tarihine, sanatına, kültürüne ve mirasına sahip çıkmak üzere yürüttüğü projeleri yakından takip ediyor, destekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Altun konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti Ahıska Türklerinin huzurunu, esenliğini kendi vatandaşlarından ayrı görmemektedir. İçişleri Bakanlığımızın kıymetli destekleri ve Büyükelçiliklerimizin yoğun çabaları sayesinde Ahıska Türklerinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanması yolunda en önemli adımlar son 22 yılda atılmıştır. 1992 – 2002 yılları arasında sadece 4 bin 480 Ahıskalı soydaşımız Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığına hak elde etmişken, 2002 sonrası dönemde bu sayı 15 kata yakın artmış 70 bini geçmiştir. Bu kapsamda Rusya – Ukrayna savaşının patlak vermesiyle zor duruma düşen 6 binden fazla Ahıskalı kardeşimiz de bugün Erzincan ve Ahlat’ta kendilerine tahsis edilen konutlarda, günde 5 vakit ezan sesi işitmenin huzuru ile yaşamaktadır. Ancak ne acıdır ki; halen 500 binin üzerinde Ahıskalı kardeşimiz yurtlarından uzaktadır. Şu çok iyi bilinmelidir ki; Türkiye öz vatanlarına geri dönmek için çabalayan Ahıskalı kardeşlerimizin 80 yıllık yaralarının kapanması için büyük diplomatik çabalar verdi, vermeye devam ediyor, ve sonuna kadar da bu kararlı mücadelesini sürdürecek.”
Dünyanın çeşitli noktalarındaki zulümlere dikkati çeken Altun, “Dünyanın tıpkı Ahıska’da, tıpkı Hocalı’da, tıpkı Bosna’da say say bitmez coğrafyalarda ve bugün Gazze’de yaşanan tehcirlere, soykırımlara karşı oynadığı sessizlik oynadığı 3 maymun tavrı artık herkesin malumudur. Lafa gelince insan haklarının en yılmaz savunucusu olan bir takım ‘zıpçıktı uygarlıklar’ söz konusu Müslümanların canı, kanı olunca dillerini yutuveriyorlar. Ama varsınlar; sussunlar! Varsınlar; duymadık, görmedik demeye devam etsinler! Şurası net ki; tarihin azabından da, Allah’ın gazabından da kurtulamayacaklar. Sözlerimi, konuşmamın hemen başında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın cümlelerine yaptığım vurguyu yineleyerek noktalamak istiyorum. Tıpkı bugün, burada da olduğu gibi; Herkes sessiz kalsa da biz her platformda Ahıska Türklerinin davasını savunmaktan geri durmayacağız” ifadelerini kullandı.