Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü Sen) Manisa İl Temsilcisi İsmail Çırak, “Güvenlik tedbiri, tasarruf tedbirinden önce gelir. Can güvenliğinden tasarruf olmaz” dedi.
Eğitim Gücü Sen Manisa İl Temsilcisi İsmail Çırak, yaptığı yazılı açıklamada son zamanlarda eğitimcilere yönelik yaşanan şiddet olaylarına dikkat çekerek, bu sorunun nöbetçi öğretmenle çözülmeye çalışılmasının yanlış olduğunu, gerekli önlemlerin biran önce alınması gerektiğini belirtti. Çırak, “Geçtiğimiz hafta Manisa ve Konya’da yaşanan öğretmene şiddet olayları, okul güvenliği sorununu bir kez daha gözler önüne serdi. Dışarıdan birileri silahla, elini kolunu sallayarak okula girebiliyor ve bir öğretmeni ağır yaralayabiliyor. Okullarda ’güvenlik görevlisi’ ihtiyacının bir zorunluluk olduğunu hala anlayamadık. Çözüm yolunu bu eksikliği, okulların sorumluluğuna vererek bulduk sanki. Kimi okullar Okul Aile Birlikleri aracılığı ile bu ihtiyacı giderme yoluna giderken, kimi okullar da öğretmeni adeta ’güvenlik görevlisi’ yerine koyarcasına çözmeye çalıştı. Görevi eğitim-öğretim olan öğretmene bir de nöbet görevi adı altında adeta okulun güvenliğini sağlama görevi de verildi. Dünyanın hiçbir ülkesinde öğretmenin ’nöbet’ diye görevi yok iken, bizde okul güvenliğini sağlamak fedakarlık, bu görevi yerine getirirken darp edilmek olmuştur. Biz bunu kabul etmiyoruz. Okul önlerinde öbeklenen ne olduğu belirsiz kişilerden mi, okula girip öğrenciye bıçak gösteren eşkiyalardan mı, okul basıp sözde kendi çocuğunu korumaya çalışırken öğrenciyi darp eden veliden mi yoksa ’öğrenciye kızdı’ diye sülale tarafından saldırıya uğrayan, hatta kurşunlanan öğretmeninden mi bahsedelim? Nerden tutsak elimizde kalan ’okul güvenliği sorunu’ ülkenin kanayan yarası haline gelmiştir. Ülkenin sorunudur. Çünkü okulda sadece eğitim çalışanları değil, 4 yaşından tutun da 18 yaşına kadar öğrencilerimiz de var. Güvenlik sorununu onlar da yaşamaktadır. Her geçen gün yaşanan olaylar ise bu sorunu görmezden gelen yetkililerin gözüne adeta parmak sokmaktadır. Biz sadece eğitim çalışanları olarak değil, aynı zamanda birer veli olarak çocuklarımızın güvenliğinden de endişeleniyoruz” ifadelerini kullandı.
“Güvenlik tedbiri, tasarruf tedbirinden önce gelir”
Türkiye’de meslektaşlarının darp edildiğini, vurulduğunu, sakat bırakıldığını ve hatta öldürüldüğünü ifade eden Çırak, “İcra makamları sadece bu olayları kınamakla ve failleri bulabilirse tutuklamakla yetiniyor. Artık icraat zamanıdır. Öncelikle önleyici çalışmalar yapılmalı, okullara giriş çıkışlar kontrol altına alınmalıdır. Her okula güvenlik görevlisi temin edilmeli, edilemiyorsa da okullara kartlı giriş sistemi getirilmelidir. Veliler öğretmenden randevu aldıysa ilgili öğretmenin bilgisi dahilinde okula alınmalı, veli harici kişilerin okullara girişleri yasaklanmalıdır. Okula kabul edilen velilerin güvenlik eşliğinde ilgili görüşme odasına yönlendirilmesi yapılmalıdır. Ayrıca okul giriş çıkış saatlerinde ve öğle arası gibi saat dilimlerinde okul çevresinde kolluk kuvvetlerinde devriye desteği sağlanmalı, şikayete gerek kalmadan okul çevresinde tehdit olduğu düşünülen kişiler ile ilgili işlem yapılmalıdır. İnsan canına paha biçilemeyeceği aşikar olduğu için güvenlik önlemleri maliyetine bakılmadan alınmalı, öğrencilerin ve eğitim çalışanlarının okullarda güvenli bir şekilde eğitim öğretime devam etmesi sağlanmalıdır. Güvenlik tedbiri, tasarruf tedbirinden önce gelir. Can güvenliğinden tasarruf olmaz” dedi.