Kahramanmaraş merkezli depremin 9. gününde enkazdan çıkarılan 17 yaşındaki Muhammed Enes ve 21 yaşındaki ağabeyi Abdülbaki Yeninar’ın anneleri o gece ve sonrasında yaşananları anlattı. Anne, iki oğlunun protein tozu içerek, kendisinin ise gördüğü rüyalar sayesinde hayatta kaldığını söyledi.
Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesi Pınarbaşı Mahallesi 9 katlı Pınar Apartmanı 1. katında yaşayan Yeninar ailesi 6 Şubat depremini herkes gibi uykularında yakalandı. Depremde 17 yaşındaki Muhammed Enes ve 21 yaşındaki ağabeyi Abdülbaki ile anne Ayşe Yeninar sağ kurtuldu. Depremin yıl dönümünde yaşadığı acıları anlatan Ayşe Yeninar, kocası Erdoğan (53), oğlu Azizcan Yeninar (32) ile annesi Meliha Arkış’ı kaybetti.
Depremin yıl dönümünde yaşadığı acı dolu günleri anlatan kadın, “Her insanlar gibi benim de planlarım vardı. Kar yağdığında eşimle yürüyüşe çıkardık o günde çıktık. Bana hasta olduğumu söyledi eşim ancak son yürüyüşüm imiş bilemedik. O gün mübarek bir gündü ve Recep-i Şerif’in 15. Gecesiydi. Ev işlerini tamamladıktan sonra saat 01:00 oldu. Saatlerce namaz kıldım. Anneme, ‘ya ölürsem yaptıklarımız bizimle gidecek’ dedim. O da bana, ‘Ben ölmeyecek miyim’ diyerek abdest aldı. Annemi düşününce tek mutluluğum onun abdestli ve ağzının oruç gitmesine çok seviniyorum” dedi.
“Rüyalar gördüm”
Gördüğü rüyalar ile hayata tutunduğunu ifade eden Yeninar, “Annem, eşim ve oğlum ile vedalaşamadım. Diğer iki oğlumun başına geçtik okudum. Büyük oğlum salonda yatıyordu ve onu uyandırmaktan korktuğum için ve kapıda ses yaptığı için kapıyı açmadım. Ona da odadan okudum başından sıvazlasaydım ve sıkı sıkı sarılsaydım öyle rabbime gönderseydim. Sonra odama gittim. Pencereyi açtım her yer bembeyaz olmuştu ki, ‘Aman yarabbi ben beyaz karlar yağdı deprem olmasaydı’ dedim. Uyuyamadım sağa sola döndüm. Büyük ihtimal ile depremden yarım saat önce uyumuşum ben depremi hiç uymadım eşimin beni kaldırması ile uyanmışım. Yatağın baş ucundan ayak ucuna gelene kadar cam patladı ve sarsıntılar sonrası eşimin son sözü, ‘hanım ölüyoruz’ oldu” diye konuştu.
“Diri diri toprağa gömüldüm”
Enkazda yaşadıklarını anlatan Yeninar, “Resmen diri diri toprağa gömüldüm. Dua etmeye başladım aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum 5 gün boyunca hep ara ara rüyalar gördüm. Son günlerde hayata tutunmaya devam ettim. Enkazda rüyalar gördüm. Birisi bana bir plastik top verdi bu depremin sanal bir deprem olduğunu ve topu sakın bırakma bırakırsan Türkiye yerle bir olur dedi ve sarstı ve zapt edemiyordum ve bir poşet bulup bağladım. Etkileyen rüyalardan biri de ‘ya Abdülkadir Geylani Hz. Himmet dedim ve beni sen kurtar’ dediğim anda uzun boylu sakallı bir zat 3 deve ile geldi kızım sen şehit oldun dedi ben de şehitlik gibi bir mertebeyi bırakamam ama ‘ben ölemem benim oğullarım var onların bana ihtiyacı var’ dedim. Ve adam kafasını sallayarak develer ile gitti. Sonra birini gördüm sana su içireceğiz dediler, portakal suyu da içirdiler. Elma suyu da içirdiler. Ben 5 gün boyunca hiç susamayıp acıkmadım nefes almakta da zorlanmadım. Aldığım nefes portakal ve gül kokusu idi. Hareket edince kolum ve ayağım ağrıyordu” ifadelerini kullandı.
İki oğlu protein tozu içti
İki oğlunun hayatta kalıp enkazdan sağ çıkarıldığını da söyleyen Ayşe Yeninar, “İki oğlum kazan dairesine düşmüşler telefonun alarmı çalınca buluyorlar ve küçük kardeşine sesleniyor. Birbiri yardımı ile kurtuluyorlar. Yatakları da kendileri ile inmiş ve çoraplar kazaklar giyip ısınmışlar. Oğlum protein tozu içmiş ve onlardan içip kullanmış. Abi kardeşi ikisi idrarlarını yapıp tozlar ile içiyorlar. Devletimize çok teşekkür ediyorum her ne kadar herkes şikâyet etse de bizi hiç kimseye muhtaç etmediği için. Konteyner çıktığını duyunca bana sıfır ev çıkınca sevinçten ağladım çünkü girecek bir yerim vardı” dedi.
Halil Ulubey