Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede, mağduru korumak kadar faille de çalışmak, sorunların köklü çözümü ve şiddet döngüsünü kırmak için kritik öneme sahiptir” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulunun 18. Toplantısı gerçekleştirildi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yürütülen çalışmaların değerlendirildiği toplantıda mevcut sorunların tespiti ve çözüm önerilerine yönelik kurumlar arası iş birliğinin ve eşgüdümün artırılması üzerinde durulacak. Toplantının açılışında konuşan Bakan Göktaş, kadına şiddet konusunda sadece şiddet gören kadına yönelik değil şiddeti gösterene yönelik çalışma yürüttüklerini söyledi.
“Şiddete tanık olan çocukların, eğitim hayatları, sosyal gelişimleri ve gelecekteki ilişkileri de olumsuz yönde etkileniyor”
Dijital mecralar vasıtasıyla yaygınlaşan radikal akımların da etkisiyle artan nefret söylemlerinin, kadına yönelik dijital şiddeti giderek daha fazla görünür kıldığını söyleyen Göktaş, “Dijital ortamda yayılan zarar verici dil, kadınların can güvenliğini tehdit ediyor. Fiziksel etkilerin yanı sıra şiddet, özgüven kaybı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Aile içinde şiddete tanık olan çocukların, eğitim hayatları, sosyal gelişimleri ve gelecekteki ilişkileri de olumsuz yönde etkileniyor. Hem maruz kalanın hem de tanık olanın olumsuz etkilenmesi nedeniyle şiddet, ailenin bütünlüğünü ve sağlıklı işleyişini tehdit ediyor. İş gücüne katılımı ve üretkenliği azaltırken, ek maddi yükler getirerek ekonomiye büyük zararlar veriyor. Ayrıca, şiddetin toplumda yaygınlaşması, toplumsal güveni ve huzuru zedelerken, bireyler arasındaki sosyal ilişkileri de olumsuz etkiliyor. Şiddetin normalleştiği toplumlarda, demokratik değerler zayıflıyor” diye konuştu.
“Kadına yönelik işlenen fiillere ilişkin cezai müeyyideleri artırdık”
Her türlü ayrımcılık ve hak ihlaline karşı proaktif mücadele etmenin herkesin sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Göktaş, “Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle kadına yönelik işlenen fiillere ilişkin cezai müeyyideleri artırdık. Daha önce başka suçların içerisinde değerlendirilen ısrarlı takip eylemlerini müstakil bir suç olarak düzenledik. 25 Kasım’da 2023’te yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle, bu mücadelemizi, en üst düzeyde bir devlet politikası olarak yürütüyoruz. 2007 yılından bugüne ulusal eylem planlarımız, kadına yönelik şiddetle mücadelede temel politika ve önceliklerimizi ortaya koyan önemli bir yol haritası oldu. 2021-2025 dönemini kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planımızla kadınların her türlü şiddetten korunması için etkili mekanizmalar tesis ettik. Eylem planımızı 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet üzerine inşa etmiştik. Hâlihazırda IV. Ulusal Eylem Planımızın 4 yıllık uygulama sürecini geride bıraktık. Eylem Planında yer alan faaliyetler arasından Bakanlığımızın tek başına ya da diğer kurumlarla ortak sorumlu bulunduğu 143 faaliyet bulunuyor. Bu faaliyetlerin 35’i tamamlandı, 57’si sürekli nitelikte olmak üzere 83’ü devam ediyor. Bu kapsamda faaliyetlerimizin yüzde 83’ünün hayata geçirildiğini bilgisini sunmak isterim. Geriye kalan faaliyetlerin yüzde 11’lik kısmını 2025 yılı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Yüzde 6’lık kısmını ise bir ileri seviyeye taşımak üzere revize ederek yeni dönemde Ulusal Eylem Planımız kapsamına alacağımızı belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Yeni ŞÖNİM’ler açarak ŞÖNİM sayısını 84’e çıkardıklarını söyleyen Göktaş, 2025 yılı içerisinde 6 yeni ŞÖNİM’i daha hizmete açarak bu sayıyı 90’a çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Ayrıca, 418 Sosyal Hizmet Merkezinde ve 309 SHM irtibat biriminde kurulan Şiddetle Mücadele İrtibat Noktalarıyla kadınlara destek sağlamaya devam ettiklerini belirtti.
“Mağduru korumak kadar faille de çalışmak, sorunların köklü çözümü ve şiddet döngüsünü kırmak için kritik öneme sahiptir”
Sadece şiddet görenler değil şiddet uygulayalnara yönelik çalışmalara da başladıklarını belirten Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede, mağduru korumak kadar faille de çalışmak, sorunların köklü çözümü ve şiddet döngüsünü kırmak için kritik öneme sahiptir. Bu kapsamda şiddet uygulayanların şiddet içermeyen davranışlar geliştirmelerini sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. 6284 Sayılı Kanun kapsamında, hakkında önleyici tedbir kararı alınan şiddet faillerine, öfke kontrolü, çatışma çözme, sağlıklı iletişim ve şiddetin hukuki sonuçları gibi konularda seminerler veriyoruz. Bu seminerlerle 2021 yılından bugüne kadar 81 ilimizde 2 bin 851 kişiye ulaştık. Bunun yanı sıra ’Şiddet Uygulayanlara Yönelik Psikososyal Müdahale Modelinin Geliştirilmesi’ projemiz ile şiddet uygulayan risk profillerini tespit edeceğiz. Türkiye’de ilk defa gerçekleştireceğimiz bu projeyle kök nedenlere odaklanan içeriklerle etkili sosyal hizmetler sunmayı amaçlıyoruz” dedi.