Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık kültür sanat etkinlikleri İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un doğumunun 150’nci yılı dolayısıyla gerçekleştirilen anma programıyla devam etti. 2 farklı oturumda gerçekleşen programda Akif’in sanata bakışı, edebi anlayışı, yaşamı ve yakın dostları konuşuldu.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen kültür sanat etkinlikleri ‘Doğumunun 150. Yılında Mehmet Akif’ isimli özel buluşmayla devam etti. 2 farklı oturumda gerçekleşen programda Akif’in sanata bakışı, edebi anlayışı, yaşamı ve yakın dostları üzerine konuşmalar yapıldı. Ayrıca Mehmet Akif Musikisi dinletisi izleyenlerin büyük beğenisini kazandı. Gerçekleştirilen etkinliğin ilk oturumunda ‘Akif ve Sanat’ paneli düzenlendi. Moderatörlüğünü İbrahim Öztürkçü’nün yaptığı panelde Dr. Öğr. Üyesi Mesut Koçak, Kürşat Saygılı ve Hüseyin Kıyak konuşmacı olarak yer aldı. ‘Akif’in Yakın Dostları Üzerine’ isimli ikinci oturumda ise Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu, Mehmet Rüyan Soydan ve Prof. M. Uğur Derman konuşmalarını gerçekleştirdi. Dinleti ve sergi ise katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi.
Dr. Öğretim Üyesi Mesut Koçak, Mehmet Akif Ersoy’un şiire bakışını ve nasıl başladığını anlatarak, “Akif daha rüştiyede veya baytar mektebindeyken büyük bir aruz ve gazel şairi olduğunu Ziya Paşa’nın telkin ve bentlerine yakın olduğunu görüyoruz. Akif şiire esasen divan şiirinin kapısından giren bir şair. O kültürün içinde doğuyor. Klasik kültürü büyük bir zevk ve merakla ediniyor. Daha Rüştiye mektebindeyken Hafız Sadi Mevlâna Rüşti gibi şairleri okuyup bunlardan şiirler ezberliyor. Baytar mektebinde Fransız edebiyatından geniş bir yazar kadrosunu okuduğunu ve takip ettiğini biliyoruz. Sadece edebiyatı değil düşünceyi de okuduğunu biliyoruz. Hem doğu hem de batı edebiyatını yakından takip eden birisi” dedi.
Mehmet Rüyan Soydan, Mehmet Akif Ersoy’u ilk nasıl tanıdığını anlattı. Soydan, “Benim Mehmet Akif Ersoy’u tanımam tamamen tesadüf eseri olmuştur. Sizler gibi okuyarak araştırarak tanımış değilim. Bir arkadaşımın kitaplara meraklı olması ve bu meraklılığı bize aşılamaya çalıştığı esnada bir sahafa gitmiştik. Mithat Cemal’in Mehmet Akif Ersoy kitabını gördüm ve aldım. Mithat Cemal’i de tanımıyordum. Kitabı biraz eskiydi, eski bir kitabım olsun diye hevesle aldım. O kitabı okumaya başlayınca Mithat Cemal’in o efsane üslubuyla yazmış olduğu kitap dikkatimi çekti okumaya başladım ve hala aşamadığım bir kitaptı. Yani beni Mehmet Akif Ersoy ile Mithat Cemal tanıştırmıştı. 35 kitap ile almaya başladığım kitap sayısı bugün binin üzerinde sadece Akif hakkında yazılan kitabım oldu. Bir Akif kitaplığım oluştu” diye konuştu.
Mehmet Akif Ersoy’un arkadaşlarının öğrencisi olan Prof. Dr. Uğur Derman, “Mehmet Akif Ersoy’un arkadaşlarını tanıma ve tanışma fırsatım oldu. Dolayısıyla o yıldan itibaren Mahir Bey ve Nihal Atsız’ı takip ederdim. 1953 yıllarında olgunluk imtihanlarından mezun oldum. Mahir bey o zaman masamın yanına geldi mezun olup gidiyorsun. Mahir bey bana rabıtamızı koparmayalım dedi. Ev adresini verdi, iletişim kopmadı. Mahir bey ile 1974 vefatına kadar baba oğul gibi hiç kopmadık. Mahir bey Mehmet Akif beyle mektuplaşmış, 15 kadar mektup var. Akif Bey şiirlerin ciddiyetinin yanında hikayeler de vardı. Hatıralarımı ömrümün bereketi olarak 4 cilt yayınladım. Akif beyin mektuplarını bana okuyordu. Sonra ben kendim de okumaya başladım. Benim vefatımdan sonra istediğin gibi kullan dedi. Akif’in ilk nakşedilen mektupları onlar oldu” şeklinde konuştu.