Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi ortak değil rakip olarak görmesi ve bazı NATO müttefiklerimizin güvenlik hassasiyetlerimizi dikkate almaması, ülkemizi daha fazla kabiliyet ve alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Bu, bizim için bir tercih değil devletimizin ve milletimizin bekası için zorunluluk haline gelmiştir” dedi.
Bakan Fidan, Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesi ve 2022 yılı kesin hesabının görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine sunum yaparak yönelttikleri soruları cevapladı.
Bakan Fidan, yaptığı konuşmada, Suriye’ye yönelik politikalarının ana unsurlarının belirli olduğunu aktararak, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine bağlılığımız tamdır. PKK/YPG başta olmak üzere terör örgütleri ile mücadelemiz sürecektir. Suriye’den ülkemize göç akışını önlemeye ve ülkemizdeki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünü sağlamaya önem veriyoruz. Suriye’de iç barışın sağlanmasını teminen 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı dahil, siyasi süreçleri destekliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda hem sahadan hem de masadan çabalarımızı sürdürmekteyiz” dedi.
“DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK/YPG terör örgütünü desteklemenin stratejik bir hata olduğunu, başta ABD olmak üzere tüm muhataplarımıza vurgulamaya devam edeceğiz”
Bakan Fidan, Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurulmasını engellemeye yönelik mücadele ettiklerini belirterek, “DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK/YPG terör örgütünü desteklemenin stratejik bir hata olduğunu, başta ABD olmak üzere tüm muhataplarımıza vurgulamaya devam edeceğiz. PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik mücadelemizi Irak’ta da hız kesmeden sürdürüyor, gerekli gördüğümüz güvenlik önlemlerini uygulamakta tereddüt etmiyoruz. Türkmen soydaşlarımıza desteğimizi sürdürüyoruz. Irak’taki her kesimle yakın iş birliği halinde Irak’ın bütünlüğü, istikrarı ve refahına yönelik çalışmalara destek veriyoruz” diye konuştu.
“(Kıbrıs) İki tarafın da egemenlik statüleri eşitlenmediği sürece taraflar arası bir müzakerenin gerçekleştirilmesi mümkün değildir”
Libya’da ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak ve ülkenin tekrar çatışmalara sürüklenmesini önlemenin temel öncelikleri olduğunu belirten Bakan Fidan, “Libya’nın doğu, batı ve güneyindeki tüm kesimlerle diyaloğumuzu geliştirmeyi sürdüreceğiz. Bingazi Başkonsolosluğumuzu yakın zamanda yeniden faaliyete geçireceğiz. Milli davamız Kıbrıs meselesinin Ada’daki gerçekler temelinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması nihai amacımızdır. İki tarafın da egemenlik statüleri eşitlenmediği sürece taraflar arası bir müzakerenin gerçekleştirilmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
“Komşumuz Yunanistan ile ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde samimi ve yapıcı bir diyalogla ilerletmeyi arzu ediyoruz”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve diğer ülkelerle ilişkilerinin geliştirilmesi çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceklerini aktaran Fidan, “Komşumuz Yunanistan ile ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde samimi ve yapıcı bir diyalogla ilerletmeyi arzu ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın son ziyareti de bu anlayışımızın somut tezahürü olmuştur. Batı Trakya ve 12 Adalar’da soydaşlarımızın haklarını her fırsatta savunmaya da devam ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“NATO’nun hassasiyetlerimizi dikkate almaması alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir”
Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecini ilerletme konusunda kararlı olduklarının altını çizen Fidan, “Ancak, bunun için Birliğin de gerekli iradeyi sergilemesi gerekmektedir. Avrupa Birliği’nin, bazı üyelerinin dar çıkar hesaplarından kaynaklanan stratejik vizyon ve sağduyu eksikliğinden kurtulması elzemdir. Avrupa Birliği, diğer aday ülkeler için attığı teşvik edici adımları Türkiye için maalesef atmamaktadır. Birlik, ülkemizin üyelik sürecini canlandıracak somut adımlar atarsa, bunun her iki taraf için de yeni fırsatlar doğuracağına inanıyorum. Ancak, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi ortak değil rakip olarak görmesi ve bazı NATO müttefiklerimizin güvenlik hassasiyetlerimizi dikkate almaması, ülkemizi daha fazla kabiliyet ve alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Bu, bizim için bir tercih değil; devletimizin ve milletimizin bekası için zorunluluk haline gelmiştir” dedi.
“1915 olaylarını gündeme getiren ülkeler, Ermenistan’a iyilik yapmıyorlar”
Azerbaycan ile Ermenistan arasında İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra beliren barış fırsatının güçlendiğini ifade eden Bakan Fidan, “İki ülke arasında somut güven artırıcı adımlar atılması kararından memnuniyet duyuyor; barış anlaşmasının biran önce imzalanmasını arzu ediyoruz. Kardeş Azerbaycan’la müttefiklik seviyesine yükselttiğimiz ilişkilerimizi, her alanda geliştirmekteyiz. İşgalden kurtarılan toprakların yeniden imarına ve ihyasına destek vermekteyiz. Ermenistan’la başlattığımız normalleşme sürecini, Azerbaycan’la yakın eşgüdüm içerisinde, bölgesel gelişmeleri de dikkate alarak yürütmeye devam edeceğiz. Bazı üçüncü ülkelerin 1915 olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları ısıtarak tekrar gündeme getirmesi, normalleşme sürecini baltalayacaktır. Bu ülkeler, Ermenistan’a iyilik yapmıyorlar” diye konuştu.