Dünya Alzheimer Ayı sebebiyle hastalıktan korunma ve hastalığı geciktirme yöntemlerini anlatan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci, “Türkiye’de 1 milyon civarında demans hastası var. Bunun 600 bin civarı ise Alzheimer. Yaşlanma, Alzheimer için tek başına bir sebep değil ancak ileri yaş popülasyonunun yüksek olduğu şehirlerde Alzheimer oranı daha fazla. İzmir’de 65 yaş üstü grup, yüzde 13’lük bir kesimi kapsıyor. Bu hastaların yüzde 3’ünün Alzheimer olacağı tahmin ediliyor” dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi, 1-30 Eylül Dünya Alzheimer Ayı nedeniyle farkındalık etkinliği düzenledi. Hastanede kurulan stantta, Alzheimer hastalığına ilişkin bilgilendirme yazılarının bulunduğu broşürler dağıtıldı. Hastalığa ilişkin bilgiler paylaşan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci, Türkiye’deki 1 milyon civarında demans hastasının 600 binin Alzheimer olduğunu söyledi. İzmir’de ileri yaş popülasyonunun daha yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Küsbeci, toplumdaki 65 yaş üstü grubun yüzde 13’ünün İzmir’de yaşadığını vurguladı. Yaşlılığın Alzheimer hastalığı için tek başına bir sebep olmadığını kaydeden Prof. Dr. Küsbeci, Alzheimer’dan korunma ve hastalığı geciktirme yöntemlerini aktardı.
“Yüzde 40 geciktirmek mümkün”
Alzheimer hastalığının daha çok 65 yaşını geçmiş 100 bireyden 3’ünde görülen bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Küsbeci, “Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, bu hastalık ötelenebilir ya da geciktirilebilir bir hastalık. Özellikle uyku düzeninin olması, zihinsel ve fiziksel egzersiz yapmak, düzenli olarak kitap okumak, bulmaca çözmek, düzenli yürüyüş yapmak, işitme kaybı varsa düzenlemek, sosyal olmak, beslenmeye dikkat etmek, alkolden uzak durmak, sosyal olmak, Alzheimer hastalığını yüzde 40 geciktirebiliyor” diye konuştu.
“Hastalığı yavaşlatan ve gerileten ilaç bulundu”
Alzheimer hastalığının kesin bir tedavisinin olmadığı bilinse de yeni çalışmalar yapıldığını ifade eden Küsbeci, “Bu yıl yeni bir ilaç onaylandı. Bu ilacın Alzheimer hastalığını ciddi olarak yavaşlattığı, hatta yüzde 27 oranında gerilettiği belirtiliyor. Önümüzdeki sene piyasaya çıkmasını beklediğimiz diğer bir ilaç daha bulunuyor. Bunlar çok umut verici gelişmeler. Yıllar boyunca ‘tedavisi yok’ dediğimiz bir hastalığın artık erken dönemde tedavisi var. Bu ilaçlar henüz ülkemize gelmedi ancak bütün gelişmeleri takip ediyoruz. Şu anda bizim yapmamız gereken, bu hastalığı geciktirmek ve engellemek için hastalığı bilmek. Bu sebeple hastalığa erken dönemde tanı konulması şart. Biz de hastanemizdeki standımızla hastalarımızın ve hasta yakınlarımızın dikkatini çekip onları bu hastalık konusunda bilgilendirmeye çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Bu semptomlar varsa nöroloji hekimine başvurun”
Sağlıklı bireyler ne kadar bilgili olursa hastalığın ötelenmesinin de o kadar mümkün olacağını dile getiren Prof. Dr. Küsbeci, “Hastalığa yakalanmamak için ne yapılması gerektiğini bilmek çok önemli. Hasta yakınlarının da bu hastalıkla nasıl baş edeceklerini bilmeleri çok önemli. Alzheimer, toplumsal farkındalığın çok önemli olduğu hastalık gruplarından bir tanesi. Her türlü unutkanlığı mutlaka değerlendirmek lazım ama her unutkanlık Alzheimer değildir. Örneğin mutfağa gidip ne alacağınızı unutmak, herkeste olan basit unutkanlıklardır. Özellikle yaşın ilerlemesiyle beraber aynı şeyleri tekrar tekrar sormaya başlamak, yapılan yemeklerin tadının bozulması, evle ilgilenen bireylerin artık ilgilenmemeye başlaması, faturaları yatırmayı unutmak, isimleri unutmak, özellikle geçmişi daha iyi hatırlamak ama yeni olan olayları akılda tutamamak, Alzheimer hastalığı açısından değerlendirilmesi gereken ilk bulgulardır. Bu semptomlar olduğunda bir nöroloji hekimine başvurulması lazım” dedi.
“Gelişmemiş ülkelerde inanılmaz bir Alzheimer artışı var”
Yapılan çalışmalarla birlikte özellikle gelişmiş ülkeler olan Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere’de Alzheimer hastalığında beklenen hızın düştüğünü anımsatan Prof. Dr. Küsbeci, şöyle devam etti: “Gelişmemiş ülkelerde inanılmaz bir Alzheimer artışı var. Alzheimer, eğitimin en önemli olduğu hastalıklardan bir tanesi. Eğitim düzeyi ne kadar iyiyse bu hastalığın görülmesi de o kadar azalıyor. Gelişmiş ülkeler plastikten uzak, uyku ve çalışma düzenine, beslenmeye ve egzersize önem veriyor. Kitap okuyorlar. Beslenme şartlarının kötü olması, kalp ve şeker hastalığı gibi hastalıkların iyi kontrol edilmemesi, uykuya dikkat edilmemesi, egzersiz yapılmaması, kitap okunmaması gibi sebeplerle gelişmemiş ülkelerdeki oran beklenenin çok üstünde artmaya devam ediyor. Elimizde bu kadar net veriler olduğu için farkındalığı ne kadar artırırsak ülkemizdeki Alzheimer hastalığı görülme oranını o kadar azaltabiliriz. Tüm etkinliklerimizin amacı da bu.”