Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, “Finansal Okuryazarlığın Yaygınlaştırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü kapsamında yargı camiası için yeni bir konsepte başladık” dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından “Hukuk Perspektifinde Ekonomi Okuryazarlığı Konferansı” düzenlendi. Konferansta konuşan SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, hukukun ekonomik süreçlerle kesiştiği noktaları daha iyi anlamak ve yargının finansal sistemdeki kritik rolünü güçlendirmek amacıyla hukuk perspektifinde ekonomi okuryazarlığını birçok yönüyle ele alan bir konferans düzenlendiğini belirtti. Yargıda Birlik Derneği ile 7 Şubat’ta imzalanan “Finansal Okuryazarlığın Yaygınlaştırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü” kapsamında yargı camiası için yeni bir konsepte başladıklarını söyleyen Gönül, bu konferansın ekonomik kararların yasal ve yargısal çerçeveyle uyum içinde şekillenmesini sağlayacak değerli bir adım olduğunu vurguladı. Gönül, küreselleşen dünyada piyasaların sağlıklı işlemesinin, ekonomik istikrarın korunmasının ve nihayet yatırım ortamının güçlenmesinin, hukukun üstünlüğü ve yargının etkinliğiyle doğrudan ilişkili olduğunu dile getirdi. Sermaye piyasalarının güven içinde işlemesi, yatırımcı haklarının korunması için adalet sistemi ile ortak çalışmanın önem verdikleri başlıca konulardan olduğuna işaret eden Gönül, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yapılan hukuki düzenlemeleri güncel biz düzenleyici ve denetleyici otoriteler bakımından da büyük önem taşımaktadır. Zira dijitalleşmeyle birlikte finansal suçlar daha sofistike hale gelmiş, sınırları aşan, karmaşık ve izlenmesi zor yapılar hüviyetini kazanmıştır. Özellikle blok zincir teknolojileri, yapay zekâ destekli dolandırıcılıklar ve finansal sisteme yönelik siber suçlar geleneksel düzenleyici ve denetleyici yaklaşımların ötesinde daha dinamik ve teknoloji odaklı çözümleri zorunlu kılmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu olarak finansal piyasaların sağlıklı işlemesi için düzenleyici ve denetleyici görevimizi yerine getirirken, yargı organlarımızın kararlarının da yatırımcı güveni ve piyasa istikrarı açısından yol gösterici olduğunu biliyoruz. Bu noktada yargı mensuplarımızın finansal okuryazarlık farkındalığının artırılması, ekonomik süreçlerin daha sağlıklı değerlendirilmesine katkı sunacak, teknik detaylara sahip etkin kararlar alınmasına imkân tanıyacak, bu suretle hukuk ile ekonomi arasındaki uyumu güçlendirecektir.”
Gönül, bu iş birliğinin ve konferansın yargı kararlarında ekonomik gerçeklerin daha iyi değerlendirilmesine katkı sağlayacağını söyledi. Konferansın hayırlı olması temennisinde bulunan Gönül, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.
“Finansal okuryazarlık, sadece ekonomi dünyasının bir kavramı değil; hukukun işleyişini hızlandıran, hukuki kararların isabetini yükselten temel beceridir”
Yargıda Birlik Derneği Başkanı Dr. Birol Kırmaz ise, konferans ile adaletin güçlenmesi ve yargının etkinliğinin artırılması adına büyük bir adım atıldığını söyledi. Hukuk ve ekonominin birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki büyük kuvvet olduğunu vurgulayan Kırmaz, “Biri toplumsal düzeni korurken, diğeri o düzenin devamını sağlayan kaynakları yönetir. Sermaye piyasalarındaki dinamikler, dijitalleşmenin getirdiği dönüşümler ve küresel ekonomik entegrasyon, yargı mensuplarımıza daha kapsamlı bir perspektif gerektiriyor. Bir kararın toplumsal refahtan yatırımcı haklarına, ekonomik istikrardan finansal teknolojinin hukuki boyutlarına kadar uzanan etkilerini doğru analiz edebilmek, ancak ekonomi okuryazarlığı ile mümkündür. Bu bağlamda finansal okuryazarlık, sadece ekonomi dünyasının bir kavramı değil; hukukun işleyişini hızlandıran, öngörülebilirliği artıran ve hukuki kararların isabet oranını yükselten temel bir beceridir. İşte bu konferans, tam da bu ihtiyaçtan doğdu” ifadelerini kullandı.
Birol Kırmaz, günümüz dünyasında ticaret, finansal sistemler ve ekonomik düzenlemelerin yargının gündemine daha fazla girdiğini, adalet mekanizmasının işleyişini doğrudan etkilediğini dile getirdi. İflas hukuku, finansal suçlar, rekabet hukuku ve yatırımcı hakları gibi pek çok alanın hukuk ve ekonominin kesiştiği noktalar olduğunu kaydeden Kırmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Adaletin tecelli sürecinde ekonomi bilgisinin eksikliği, bazen davaların uzamasına, bazen de yanlış yorumlamalara sebebiyet verebilir. Bu nedenle hukukun üstünlüğüne hizmet eden yargı mensupları olarak bizler, yalnızca hukuki normlarla değil, aynı zamanda ekonomik gerçeklerle de donanımlı olmak zorundayız. Bir başka deyişle yargı kararlarının ekonomik sistemdeki sonuçlarını daha iyi anlamak ve hukukun ekonomiyle daha güçlü bir bağ kurmasını sağlamak, bizler için bir seçenek değil zorunluluktur. Bu cümleden finansal okuryazarlığın kritik bir gereklilik haline geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Unutmayalım hukukun adil, öngörülebilir ve hızlı olması, toplumda güven duygusunun artmasını sağlar.”