Mersin’de tasavvuftan ilham alan kaligrafi sanatçısı Faik Güçlü, 75 özgün eserini sanatseverlerle buluşturdu. Sergide yer alan eserlerin satışından elde edilecek gelir, üniversitede okuyan depremzede öğrencilere bağışlanacak. Güçlü, “Özellikle depremzede kız çocuklarımıza destek amaçlıyoruz” dedi.
Mersin Kültür ve Turizm Müdürlüğü Sergi Salonu’nda açılan sergide, Güçlü’nün kaligrafi eserleri, tasavvuf ve sufilikten ilham alarak, insanın kendini bulma ve arayışın sembolü olan derinlik temasını işliyor. Kaligrafi sanatının ’vav, hak ve hiç’ gibi kelimeleriyle zenginleşen eserler, hem görsel hem de düşündüren bir yolculuk sunuyor. Sergiden elde edilecek gelir ise depremzede kız çocukları ve üniversite öğrencilerine destek sağlamak amacıyla kullanılacak.
Eserlerindeki elif harfinin büyük bir önem ve mesaj içerdiğini belirten Güçlü, “Şu anda sergilenen 75 eserin ana teması derinlik. Tasavvufta ve sufilikte derinlik çok önemlidir. O mertebelerden en önemli aşamaya gelmeyi temsil eder; insanın kendini bulmasını, arayışın sonucunu temsil eder. Biz burada o derinliği yakalayan, kendini bulan, daha doğrusu yoklukta kendini bulan insanı temsil etmeye, resmetmeye çalıştık. Vav, hak, hiç, kelimelerinin yoğun biçimde kullanıldığı bir tema etrafında dolandık. Elif harfinin büyük bir önemi ve mesajı var. Vav kelimesinin yine hakeza böyle bir mesajı var. Biz bu mesajları kaligrafi çizimlerimize yansıtmaya çalıştık. Özellikle bu klasik hattın dışında bir çizim tekniği, bu tamamen süslemenin ön planda olduğu, harfin ve kelimenin farklı yönlerinin vurgulandığı bir çizim yöntemi” diye konuştu.
“Umarım kaligrafiye meyilli gençlerin Arap kaligrafisine de ilgisi artar”
Yaptığı arıştırmalarda, kaligrafi sanatının genelde Latin harflerinin kaligrafik çizimi üzerine kurulu olduğunu ifade eden Güçlü, “Türkiye’de dijital ve kaligrafi sanatı var ama genelde Latin harflerinin kaligrafik çizimi üzerine kurulu bu sanat. Katar gibi Arap ülkelerinde internet aracılığıyla yaptığım araştırmalarda, Arap alfabesi üzerine kaligrafiye çok rastlamadım. Umarım kaligrafiye meyilli olan gençlerin Arap kaligrafisine de ilgisi artar” dedi.
“Sanatla içli dışlı olan insanın dünyaya bakışı bambaşkadır”
Kitap okuyan, sanatla içli dışlı olan insanın dünyaya bakışının bambaşka olduğunu belirten Güçlü, “Sanatın, insanın inşası noktasında en önemli ham maddelerden biri olduğuna inananlardanım. Sanatsız bir ruh, sanatla beslenmemiş bir gönül, bir akıl, bir kalp hep eksiktir, çiğdir, tamamlanmamıştır. İnsan ruhunu sanatla beslediğinde ancak gerçek bir kimliğe kavuşur, gerçek bir insan olma, birey olma yolunda adım atmış olur. Kitap okuyan, sanatla içli dışlı olan insanın dünyaya bakışı bambaşkadır” şeklinde konuştu.
“Elde edilecek geliri, depremzede öğrencilerimize aktaracağız”
Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin öğrencilere bağışlanacağında belirten Güçlü, “Bu sergimizden elde edilecek gelirle özellikle depremzede kız çocuklarımız için, üniversite okuyan öğrencilerimiz için destek amaçlıyoruz. Kısmetse, gelirimizi oraya aktaracağız” dedi.
“Eserler ruhumun şöleni diyebilirim”
Sergiyi gezen ziyaretçilerden Nurhan Kılıçkaya da, “Hissettiğim şeyi kelimelere dökmek zor. O kadar muhteşem ki, eserler ruhumun şöleni diyebilirim. Faik hocamı zaten tanıyorum; bu eserleri ürettiğini biliyordum ama sergiye geldiğimde apayrı bir yolculuğa çıktım. Hepsi çok kıymetli sanat eserleri. Ruhu doyuruyor, sadece ruhu doyurmakla kalmıyor, ruha bir bayram havası getiriyor. Görünenin ötesine götürüyor, gözün gördüğünün, kulağın duyduğunun ötesine götürüyor bizi” ifadelerini kullandı.