Kastamonu’da konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, attıkları adımlarla meslek liseleri ve meslek eğitim merkezlerinde ara elaman ihtiyacını giderdiklerini ifade ederek, “Şu an Türkiye’de 400 civarında bu şekilde sektöre hizmet eden, ayakkabıcılıktan konfeksiyonculuğa, tıbbi malzeme üretiminden enerjiye kadar her alanda sektörle iş birliği halinde meslek liseleri açıyoruz. Karşılığında sektörden istediğimiz şey de çocuklarımıza istihdam garantisi vermeleri. Yüksek öğretim, lisans programlarını küçümsemek için söylemiyorum ama bizim birçok meslek lisemizde çocuklarımız istihdam garantili olarak mezun oluyorlar” dedi.
Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde inşa edilen Mecit Çetinkaya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Binnur Çetinkaya Meslek Eğitim Merkezi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Kastamonu Valisi Meftun Dallı, AK Parti Kastamonu milletvekilleri Fatma Serap Ekmekci ve Halil Uluay, Kastamonu Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve kent protokolünün katıldığı törenle açıldı. Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mesleki eğitim alanında yaptıkları çalışmalarla ilgili önemli bilgiler verdi. Bakan Tekin, ara elaman problemini ortadan kaldırmak için önemli adımlara imza attıklarını ifade etti.
“Son 20 yıl boyunca ayrılan kaynak için Sayın Cumhurbaşkanımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eğitime verdiği destek için teşekkür eden Tekin, “Meslek liselerine öğrenciler sınavla giriyorlardı. Ama 28 Şubat’ın malum oluşturduğu katsayı zulmü sebebiyle maalesef meslek liseleri ciddi şekilde itibar kaybetti, eğitim öğretimini aksatacak şeylerle karşı karşıya kaldık. Şimdi ’Türkiye’nin neresine gitsem’i ara eleman istihdamı ve benzeri problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Benim 2013 yılındaki görevim esnasında da üzerine çok durduğumuz konulardan bir tanesiydi. Sayın Cumhurbaşkanımız ’28 Şubat’ın oluşturduğu tamamını ortadan kaldıracağız’ diye yola çıktı. Bu tahribatlardan bir tanesi de meslek liseleri ve imam hatiplerimiz katsayı üzerinde yaşadıkları problemdi. Şimdi ben huzurlarınızda Sayın Cumhurbaşkanımıza hem eğitim öğretim sürecini demokratikleşmesi ve zulüm olarak uygulanan bu tür uygulamaları kaldırdığı için bir kez teşekkür etmek istiyorum. Bakın eğitim bütçesiyle, eğitime ayrılan kaynakla ilgili olarak geriye doğru dönüp bakın. Eğitime ayrılan kaynak son 20 yıldan önce en çok eğitime ayrılmamış. Ama son 20 yıl boyunca ayrılan kaynak için Sayın Cumhurbaşkanımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Çünkü hem bugünümüzü hem yarınımızı kurtaracak adımları atacak şekilde bizlere kaynak ayırmıştır. Allah kendisinden razı olsun” dedi.
“Birçok meslek listemizde çocuklarımız istihdam garantili olarak mezun oluyorlar”
Mesleki eğitimde sektörle işbirliği içerisinde önemli dönüşümlere imza attıklarını kaydeden Tekin, “İnebolu’da, Kastamonu’da hangi ara elemana ihtiyaç varsa, hangi sektörde ihtiyaç varsa biz ilgili ticaret odası, sanayi odası ya da ildeki büyük ticari kuruluşlar, yatırım, sanayici kuruluşlarla oturuyoruz. ’Neye ihtiyacımız var? Biz buradaki meslek lisemizin bünyesinde programı açalım. Programını beraber yazalım, eğitimci kadrosunu beraber oluşturalım. Akademik dersler bizde olsun. Meslek ilgili derslerin içeriğini sizinle yazalım. Bu öğrencileri kimin yetiştirmesi gerektiğine beraber karar verelim. Sizin fabrikanızdaki ya da sektörünüzdeki bir usta başı, mühendis, gelsin eğitimci olarak çalışsın’ diyoruz. Biz proje okulu diye bir kavram ürettik. Şu an Türkiye’de 400 civarında, sektöre hizmet eden ayakkabıcılıktan konfeksiyonculuğa, tıbbi malzeme üretiminden enerjiye kadar her alanda sektörle iş birliği halinde meslek liseleri açıyoruz. Karşılığında sektörden istediğimiz şey de çocuklarımıza istihdam garantisi vermeleri. Yüksek öğretim, lisans programlarını küçümsemek için söylemiyorum ama bizim birçok meslek listemizde çocuklarımız istihdam garantili olarak mezun oluyorlar” diye konuştu.
“Meslek eğitim merkezleri sayesinde çocuklarımız hem mesleki eğitimlerini alacaklar hem de orta öğretim hizmetine diplomasına kavuşmuş olacaklar”
“Okulları dinamik hale getirelim, neye ihtiyaç varsa ona göre öğrencilerimizi yetiştirelim diye meslek liselerimizi böyle bir formata kavuşturuyoruz” ifadelerine yer veren Tekin, “Meslek liselerindeki çocuklarımız mesleki eğitimle ilgili uygulama imkanı bulamıyorlardı. Orada da uygulama ile ilgili kolaylıklar getirdik. Uygulama için herhangi bir iş yerine gittikleri zaman işveren onu ilave bir maliyet olarak gördüğü için staj ya da iş yeri eğitimini vermek istemiyordu. Onu da asgari ücretin yüzde 30’u ve yüzde 50’si kadar ücretini devlet olarak kamu bütçesinden vermeye başladık. Yani çocuk okuldayken staja gittiğinde unvanına göre ücret alıyor. Bu da yetmedi. Dedik ki giden çocuklarımızın Allah korusun, başına bir iş gelebilir, bir hastalıkla karşı karşıya kalabilir. Bir devrim niteliğinde bir şey daha yaptık. Meslek lisesindeki çocuklarımızın iş yeri eğitimlerinde meslek hastalıkları ve iş yeri kazalarına, sigorta getirdik. Yani çocuklarımızı bu anlamda da sigortaladık. Bir de bugün buranın açılışını yapacağımız mesleki eğitim merkezimiz. Burası çok kritik. Eskiden çıraklık eğitimi alan kişilere ya çıraklık ya akademik eğitim diploması ile karşı karşıya bırakıyorduk. Meslek eğitim merkezleri sayesinde çocuklarımız hem mesleki eğitimlerini alacaklar hem de orta öğretim diplomasına kavuşmuş olacaklar. Bunların her birisi mesleki eğitimde attığımız devasa adımlar” şeklinde konuştu.
“Hepimize düşen yükler var”
Eğitime katkı veren hayırseverlere teşekkür eden Bakan Tekin, “Eğitim öğretim yüzyılı sadece Milli Eğitim Bakanlığı ya da sadece genel bütçeyle çözülecek bir şey değil. Bu yükün altına bütün Türkiye’deki 86 milyon insanımız, velilerimiz, hayırseverimiz iş adamlarımız, sivil toplum örgütlerimizle hep beraber gireceğiz. Hep beraber bir seferberlik ortamını oluşturacağız ve ancak bu yükün altından bu şekilde kalkabiliriz. Hepimize düşen yükler var. Bakın bir anne baba olarak en basitinden okula giden çocuğumuza iyi örnek olun, evinizde dijital bağımlılıktan şikayetçiyseniz çocuklarınızın karşısında dijital bağımlı bir birey gibi davranmayın. Çocuklarınızın kitap okumamasından şikayetçiyseniz çocuklarınızın huzurunda en azından günde bir ders saati kadar vaktinizi akşam çocuklarınızla beraber kitap okumaya ayırın. Çocuklarınızın neyinden şikayetçiyseniz siz iyi örnek olmaya çalışın. Buradan başlayalım. Sivil toplum örgütlerimizin yapacağı şeyler var, hayırseverlerimizin yapacağı şeyler var. Ama en çok yükümüz de öğretmen arkadaşlarımızın. Ben huzurlarınızda bütün öğretmen arkadaşlarımıza yüklendikleri yük için, yüklendikleri çok farklı toplumsal rolleri aynı anda yerine getirmeye çaba sarf ettikleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.